Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından kapatılan Atatürk Havalimanı’nı ‘Millet Bahçesi’ne çeviren imar planlarına İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) açtığı davada bilirkişi raporu ortaya çıktı. Davanın görüldüğü İstanbul 11. İdare Mahkemesi’ne sunulan raporda, “Atatürk Havalimanı imar planlarının, şehircilik ilkelerine, gelecekteki yerleşim ihtiyaçlarına, planlamaya uygun olmadığı tespit edilmiştir” denildi. tekniklerin kullanılması ve kamu yararının gözetilmemesi”.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 2022 yılında gerçekleştirilen imar planı değişikliği ile 877 hektarlık havalimanı alanının 500 hektarı ‘Millet Bahçesi’ ve ‘Kentsel ve Bölgesel Sosyal Altyapı Alanı’ olarak düzenlendi. Hazırlanan plan ile havalimanı topraklarında spor kulüpleri, müzeler, tribün alanları, fuarlar, bilim merkezleri, sağlık birimleri ve camilerin yapılmasının önü açıldı.
Planlara itiraz eden İBB, planların iptali için bakanlığa dava açtı. Davada, plan değişikliğinin yetkisiz bir kurum tarafından yapıldığı ve İBB’nin yetkisinin hiçe sayıldığı belirtilerek, yürütmenin durdurulması ve iptali istendi.
UZMAN RAPORU ÇIKTI
ANKA’ya göre; İstanbul 11. İdare Mahkemesi davasında değerleme raporu düzenlendi. İnşaat çalışmaları devam ederken çıkan ekspertiz raporunda, Atatürk Havalimanı için yapılan planda ilgili kurumların görüşünün alınmadığı, altyapı etkilerine ilişkin raporun hazırlanmadığı belirlendi.
Atatürk Havalimanı’nın deprem gibi afetlerde oynayacağı rolün önemine dikkat çekilen raporda, “konumu, mevcut ulaşım sistemleriyle (hava, kara, raylı sistem) entegrasyon düzeyi, hızlı erişim şehrin çok büyük bir nüfusa sahip olma potansiyeli, teknik altyapısı, mekansal büyüklüğü ve yardımcı tesisleri. Yapıları göz önüne alındığında, İstanbul depremi veya uçak kazası gibi olası bir krizdeki rolü açısından incelenmemiştir. Atatürk Havalimanı’nın kullanılmaya devam edilmesi, hem olası bir afet durumunda koordinasyon/lojistik merkezini, hem de uçakların inişini sağlayarak, şehrin insani ihtiyaçlarına erişim ve ulaşım açısından kritik durumlarda önemli fırsatlar sağlayacaktır.
‘PİSTLERİN ÇALIŞIR DURUMDA YAPILMASINDAN DAHA FAZLA KAMU YARARINA ULAŞACAĞIZ’
Olası bir kriz durumunda Atatürk Havalimanı’nın 3 pistiyle sadece dış hat uçuşlarına yön verebileceği, kriz durumunda ise etrafındaki hangar yapılarının kullanılabileceği belirtildi. Şu anda işlevsiz olduğu belirtilen kuzey-güney pistlerinin güney ucuna Covid-19 salgını sürecinde prefabrik yapıya sahip bir hastane yapısı yapılsa bile pistlerin işler hale getirilmesinden elde edilecek fayda pistlerin başka bir kullanıma ayrılması ile kamu yararı sağlanacaktır. Kamu yararından daha fazla olacağı vurgulandı.
Raporda “27.05.2022 Tarihli İstanbul İli 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği (İstanbul İli, Bakırköy İlçesi, Atatürk Havalimanı, Millet Bahçesi ve Çevresi)” esaslarına uygun olmadığı bilirkişi heyetimiz tarafından ifade edilmiştir. şehircilik, yerleşimin gelecekteki ihtiyaçları, planlama teknikleri ve kamu yararını korumaz. saptanmış”.
Raporda, Atatürk Havalimanı ile ilgili imar planlarının da mevzuata uygun olmadığı belirlendi. Detaylı çalışma, araştırma ve incelemelerin yapılmadığı, yapılanların son derece yüzeysel ve dar kapsamlı olduğu, konunun gerektirdiği derinlikte yapılmadığı ve yapılamayacağı vurgulanmıştır. Bu nedenle söz konusu düzenlemenin plan değişikliği ile değil, daha kapsamlı bir revizyon planı ile yapılması gerektiği belirtildi.
‘İSTANBUL’UN KENTSEL SİSTEMLERİNİ ETKİLEYECEK’
Atatürk Havalimanı’nın ulusal ve hatta uluslararası ölçekte hizmet veren bir ulaşım ve lojistik tesisi olduğu vurgulanarak, bu tesis için bir planlama sürecinin, havalimanını da içine alan çok sınırlı bir alanda sadece konum değişikliği ile gerçekleştirilemeyeceğine değinildi. Havalimanının konumu, hizmet etki alanı, oluşturduğu ulaşım talebi ve entegre olduğu ofis, otel, fuar alanı gibi diğer kullanımlar dikkate alınmadan hazırlanmasının İstanbul’un tüm kentsel sistemlerini etkileyeceği uyarısında bulunuldu. .
‘ÇEVRE SİSTEM PLANINA AYKIRI’
Bilirkişi raporunda, 2009 tarihli Çevre Düzeni Planı’nın ana karar ve unsurlarında Atatürk Havalimanı’nın çalışma sürecinin devam edeceğinin öngörüldüğü hatırlatıldı. Raporda, “Bu havalimanında kapasite artışı destekleniyor ve Çorlu’ya üçüncü bir havalimanı öneriliyor. Dava konusu Çevre Düzeni Planı Değişikliği ile Atatürk Havalimanı’nın kapasitesi düşürüldü, yeni havalimanı şehir makroformu ile uyumsuz bir şekilde kuzeye önerildi, şehir makroformunun doğu-batı yönünde doğrusal büyümesi ilkesi yönünde destek verilmemiş ve Çevre Düzeni Planı ana kararlarına aykırı bir düzenleme yapılmıştır.
‘PLANLAMA İLKE VE TEKNİKLERİNE UYGUN SÖZLEŞME’
Dava konusu plan değişikliği ile Atatürk Havalimanı’nın mevcut boyutunun önemli ölçüde küçültüldüğünü, kapasitesinin küçültüldüğünü ve tarifeli seferlere kapatıldığını hatırlatan, “Dava konusu Çevre Düzeni Planı değişikliğinde, Atatürk Havalimanı yerine başka sosyal altyapı alanları önerildi. İstanbul Havalimanı farklı bir plan değişikliğinde. Aynı planda birbiriyle ilişkili değişiklik kararları ile değişiklik yapılması plan bütünlüğü açısından planlama ilke ve tekniklerine aykırıdır.
Altyapısı tamamlanan, erişilebilirliği yüksek, raylı sistemlerle birlikte Anadolu Yakası’nda yer alan Sabiha Gökçen Havalimanı ile bağlantılı olan Atatürk Havalimanı’nın Çevre Düzenleme Planı kararlarına göre kapasitesini arttırarak faaliyetine devam etmesi bekleniyor. , yapılan plan değişikliğinin çevre sistem planının ana kararlarıyla bağdaşmadığına dikkat çekildi. .
‘İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE UYUM HEDEFİ GERÇEKÇİ DEĞİL’
İstanbul’un kuzeyindeki yaklaşık 3 bin 500 hektarlık orman ve yeşil alan yeni İstanbul Havalimanı için imara açılırken, plan değişikliği ile 500 hektarlık ‘Millet Bahçesi’ önerildiği raporda hatırlatıldı. dava. Uyum sağlamanın iklim değişikliği ile ilişkisinin yeterli analitik değerlendirmeye dayanmadığı ve gerçekçi olmadığı düşünülmektedir.” (HABER MERKEZİ)
